Derici hoca Mehmet Efendi 19. Asır âlimlerindendir, kendisi âlim zahit bir zattır. Hicri 1326 yılında vefat etmiştir, kabri dombal çeşmesinin arkasındaki mezarlıktadır.


Yani hisarardı mezarlığında şimdi o mezarlık kaldırılmış yalnızca derici, Mehmet Efendi'nin mezarı kalmış ve koruma altına alınmış etrafı çevrilerek güzel bir hale getirilmiştir. 


Afyonkarahisar Kalesi'nin batı tarafında Kalenin yamacında çavuşbaş tarafındadır. 
Medrese'lerde yıllarca hocalık yapmış talebeler yetiştirmiştir, meşhur Turabi ve Harabi zamanında yaşamış ve bunlar tarafından çok sevilirmiş. 

 

Hoca her gün Ulu Cami'de sabah namazını kılar sonra caminin ön kapısından çıkar, Güneş bir mızrak boyu yükselinceye kadar çarşıda dükkanları dolaşır. Dükkanlara girer dükkan sahiplerine selam verir dükkandaki fındık, fıstık, şeker ve leblebi çuvallarının ağzından birkaç tane alır cebine koyarmış, çarşıda dolaşıp ceplerini doldurur onları sokaktaki küçük çocuklara dağıtırmış.

 

Dükkan sahipleri derici hocanın dükkanlarına uğramasını ve kendilerine, Allah hayırlı pazar versin diye dua etmesine çok memnun olurmuş, böylelikle  dükkanda akşama kadar bereketli ve hareketli alışveriş yapılırmış.  


Bir gün derici hoca yine dükkan, dükkan dolaşırken bir dükkanın içine girer, çocuk kendi, kendine bu hoca da, amma bedavacı. Her gün gelip cebini dolduruyor diye söylenmiş. 

 

Bu sırada derici hoca, o dükkana bir daha uğramaz olmuş, bir müddet sonra çocuğun babası olan esnaf kişi, oğluna sormuş.
Bugün derici Hoca yinemi uğramadı neden alışveriş olmuyor diye sorunca, çocuk gelmediği iyi oldu ne biçim hocaysa cebini her gün doldurup para vermeden gidiyor deyince. Babası çocuğuna kızmış ertesi gün hoca Sabah namazından sonra yine dükkan, dükkan dolaşırken, Dükkan sahibi buyur hocam diye dışarıya çıkmış. 


Derici hoca sağ elini kaldırmış, senin nasibin bu kadar oğlum dün bu hoca nasıl bir adam, 
Para vermeden danışmadan her şeyi alıp cebine doldurup gidiyor diye bana kalbinden buğz ettin. 

 

Ben rızasız bir şey almam demiş o günden sonra o dükkana uğramamış, Çok geçmeden o dükkan sahibi İflas etmiş. 
Derici hocanın bu gibi kerametleri halk arasında bilinir anlatılır. 

 

Bir gün terzi Hacı Emin Zade, hafız Ali Efendi ile oğlu Hüseyin Efendi, 
Belkaracaören köyüne gitmişler, vakit akşam ezan vakti.


Hüseyin Efendi ezan okumak için minareye çıkmış, camiye namaz kılmak için gelenlerin içerisinde. Derici Hoca' da var, Hafız Ali Efendi oğlu Hüseyin Efendi'ye ezanı oku diye işaret ettikten sonra, derici hocaya dönerek, Hoca Efendi namazı burada kılalım, Akşama lokma yapalım diye teklif etmiş. Derici Hoca ise ben Afyon'a davetliyim cevabını vermiş. 

 

Hüseyin Efendi ezanı okumaya başlamış Eşhedü enla Muhammed'in Resulullah dediği sırada, Minareden Derici Mehmet Efendi'nin, Afyon istikametine gittiğini görmüş. 


Derici doğru Afyon'a gelmiş o sırada ot pazar Camisi'nin önünde Hafız Ali Efendi'nin diğer oğlu ve ot pazar Camisi'nin müezzini olan Ömer Efendi abdest almış kollarını siliyormuş. 


Bunu gören derici Hoca Ömer Efendi'ye dönerek, oğlum Ömer ne duruyorsun kardeşin Hüseyin Efendi ezanı okudu, baban namazı kıldırıyor vakit geçiyor.
Sende ezanı oku Namazı kılalım, hocan' da kendisi davete yetişecek demiş, beraberce ot pazar Camisi'nde akşam namazını kılmışlar ve dağılmışlar. Hüseyin Efendi Belkaracaören köyünde, Derici hocanın hangi gün hangi saatte bulunduğunu tespit edip, Afyon'a geldiğinde ağabeyi Ömer Efendi'ye söylemiş.
O' da aynı gün aynı saatte beraberce ot pazar camisinde namaz kıldıklarını anlatmıştır.