Son zamanlarda sosyal medyada çok sayıda kişi tabir yerindeyse, istediği gibi at koşturuyor. Facebook, twetter, instagram, youtube gibi mecraları millet babasının çiftliği gibi kullanıyor. Bu sosyal paylaşım platformlarının çoğu yabancı ülkeler tarafından destekleniyor. Kendini bilen ,aklı başında olan bir kişi kullandığı mecra her ne olursa olsun kendi özel şahsi hesabından kimseye hakaret ve küfür etme hakkına sahip değildir. Bu kim olursa olsun, bizler toplum olarak inanın üslubunda, insanları kırmadan, hakaret, etmeden, incitmeden eleştiri yapmayı dahi beceremiyoruz. İllaki lodoslama yazmak, sokak ağzı ile konuşmak mı gerekiyor? Tabiki değil. Son zamanlarda Hazine ve maliye bakanı Sayın Berat Albayrak?ı ve ailesini hedef alarak, yapılan küfür, hakaret ve davranışlar inanın hiç hoş olmayan bir davranıştı. Gerçi  zuhur eden bu olay sonrasında devletimiz gerekli adımları attı , gereği yapıldı. Sorumlular gereken cezayı aldı. Her ne olursa olsun kişiler, insanlar, elbette birbirlerini sevmeme gibi bir hakka sahiptirler, ancak toplumun  kendi içerisinde belli kuralları vardır. Sevmiyor olabilirsin ama saygı bambaşka bir şey olmazsa olmazlarımız arasında. Sırf birileri bu bizden değil, bizim siyasi görüşümüze ters ya da kendisi ile aynı fikri taşımıyor diye o kişiye karşı olmayacak şekilde davranmak, kesinlikle olmaması gereken bir davranış. Ama maalesef günümüzde çok sayıda kişi sırf kendisi gibi düşünmüyor diye saçma sapan hakaretler, paylaşımlar ve davranışlar sergiliyor. Devletimiz şuna eminim ki siber suçlarla mücadele ekibini en hassasiyetle hayata geçirmiş durumda. Bu tarz paylaşım yapan kendini bilmez, had bilmezlere mutlaka haddini bildiriyor ve bundan kimsenin şüphesi de yok. Sosyal medya avantajlı olduğu kadar, dez avantajları olan geniş bir mecra ama bu mecranın da, mutlaka belirli kurallarının konulması belirlenmesi ve filitrelenmesi gerekiyor. Çok sayıda kişi buradan paylaşım yaparak, hakaret ederek suç işlediğinin farkında bile değil. Ama iş ciddiye bindiği vakit, o zaman hani derler ya ?kazın ayağı öyle değilmiş? hesabına dönüyor. O nedenle bizler sosyal medya kullanıcısı olarak, yaptığımız ya da paylaşımda bulunduğumuz, her türlü konudan sorumluluk sahibi olduğumuzu unutmayarak, paylaşımlar yapmalıyız. İnsanlara örnek , topluma örnek olacak şekilde. Dedim ya bu mecralar kimsenin babasının çiftliği değildir, bu tarz sıkıntıların yaşanmasının en büyük nedeni, kurallarını başkalarının koyduğu hiç bir platformda, söz sahibi olamamamızdır. O nedenle bizler Türk toplumu olarak, bir an önce internette  kendi arama motorumuzdan tutunda, kendi sosyal paylaşım platformlarını kurallarını, yasalarını koyarak oluşturmalıyız. Diğer taraftan, bazıları sosyal medya deyince, işin içerisine yıllardır bu sektörden ekmek yiyen, işini düzgün yapmaya çalışan, devlete vergisini ödeyen haber sitelerini de katıyor. Ben buradan kısaca şunu izah edeyim, haber sitesi farklıdır, sosyal medya farklıdır haber siteleri, yaptığı her haberin sorumluluğunu sonuna kadar taşır, künyesi vardır, gazetecilik etik kurallarının tamamına uyar ve uymak zorundadır. Yaptığı eleştirisel haberlerin de, yeri geldiğinde, hesabını verir ve vermek zorundadır. Kalemin de bir vebali vardır, durduk yere işini düzgün yapan bir haber sitesi, kulaktan dolma, belgesiz, fotoğrafsız ya da yalan beyan ve iftira üzerine haber yazmaz. Yazarsa zaten sonuçlarına katlanır. O nedenle bu sosyal medya ile haber sitelerini, kesinlikle birbirine karıştırmamak lazım. Neden diyorum ? Yapılan eleştirisel bir haber nedeni ile, bizler defalarca hakim ve savcı karşısına çıktık, hakim ve savcılar bile bu mecrada işini düzgün yapanları direk gazeteci olarak yargılıyor. Kaldı ki yayınladığımız yüzlerce haberimiz, çoğu kez UYAP tarafından  ya erişimin engellenmesine karar verilmiştir, ya da hakim haberin yayından kaldırılmasına karar vermiştir. Ve bizlerde bu kurallara her zaman riayet etmişizdir. Etmeyen olursa kendi bilir, sonucuna da katlanır. Kimse kanunlardan üstün değildir. Ha gazetelerde de, özür mahiyetinde tekzip konusu var buna benzer, aynı zamanda tekzip  haber sitelerinde de var. Bu işi yapanların çoğu ben dahil Üniversitenin vermiş olduğu sosyal medya uzmanlığı eğitimi almış, yeni nesil dijital gazetecilik eğitimi almış, hem belgeli hem de tecrübeli, basın kadrosu tutan çok sayıda kişi bu mecradan ekmek yiyor. Diğer bir konu vakti zamanında Afyonkarahisar?da 23 tane gazete vardı, bu gazetelerin patronlarının yüzde yetmişi gerek keyfi, gerek emekli olduktan sonra, gerekse çeşitli nedenlerden dolayı gaztesini havuza attı, parasını pulunu aldı, kenara çekildi, gazete kapattı. Buna bağlı olarak, kapatılan gazetelerde çalışan çok sayıda kişi işsiz kaldı, evine ekmek götüremez hale geldi. Ne yapsın adam? Gelmiş 45 yaşına yıllardır gazetede muhabirlik, yazı işleri müdürlüğü, düzeltmen, gibi görevlerde bulunmuş, gazete kapanınca aç mı kalsın ? Ölsün mü? Değil elbet bunları neden söylüyorum, işte gazetesine kilit vurup kapatan gazete sahipleri, vakti zamanında bu saydığım adamların sırtından, binlerce lira ekmek kazandı. Gazetelerini kapatanlardan bir tanesi de, çıkıp şunu demedi ?yahu bu adamların yıllarca emeği var, bunlar bu yaştan sonra ne yapacak?? Diye sormadı bile. Sonra ne oldu ? Afyonkarahisar?da internet haberciliği patladı. Siz bu hale getirdiniz beyler ! Şimdi internet haberciliği ile uğraşan ve buradan ekmek yiyenlerin çoğu, bir zamanlar sizin o kapanan gazetelerinizde kimi muhabir, kimi yazı işleri müdürü, kimi, düzeltmen kadrolarındaydı. Sonra kalan mevcut gazete sahipleri, bu kez aşırı derecede rahatsız olmaya başladı. Çünkü neden ? Gazeteler artık, eskisi gibi okunmuyor. Resmi ilan olmayacak samimi söylüyorum, gazete sayısı bir yada iki ye düşer tek tek kilidi vururlar. Bizde yıllardır en azından ben kendi adıma konuşuyorum 11 yıldır devletten bir kuruş resmi ilan almadan kendi yağımla kavruluyorum. Bırakın da işini düzgün yapan insanlar kendi ekmeğini çıkarsın. İşini düzgün yapamayanın, zaten o işte başarılı olma şansı da yok, barınma şansı da.  Bence Resmi ilanlar yıllardır Devletin sırtına yük kalkmalı demiyorum neden biliyormusunuz ? Çünkü her bir gazetede onlarca ekmek yiyen var. Ha işte ne demişler kendine yapılmasını istemediğin bir şeyi sende başkasına yapma.  Gazetelerde ne kadar ekmek yiyen çalışan varsa, İnternet medyasında da o kadar ekmek yiyen var, kıt kanaat geçinenler var. Devletimiz bu mecraya da resmi ilan verirse yerinde olur. En azından bu mecra da da bir kaç kişi isdihdam edilir. Evet sosyal medya farklı ,haber siteleri farklı ve her ikisi içinde geçerli, bu mecralar kimsenin babasının çiftliği değil. Sevgi yılındayız ama siz saygıyla kalın...