Allahın Rahmeti ve Bereketi üzerinize olsun sevgili okurlar. Sizlerinde malumu olduğu üzre Muharrem ayındayız. Muharrem ayının en büyük özelliklerinden bir tanesi Ramazan ayından sonra , İslam dininde önemli aylardan birisi olmasıdır. Bu aya halk arasında,Aşure ayı da denir.Bir rivayete göre Nuh tufanı esnasında Hz Nuh AS mın tufan sonrasında, gemiye aldığı hayvanların yanı sıra yiyecek ve içecek aynı zamanda hububat anlamında aldığı ürünleri karıştırarak yapmış olduğu yiyeceğinde aşure olduğu söylenmekte. Aşure Arapça (İbranice) bir kelimedir (Orijinal telaffuzu aşuradır) ve on (10) anlamına geldiği söylenir. Başka bir deyimle Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem ayının onuncu günüdür. Bazı bilgilere göre, İslamiyetten önce, başta İsrailoğulları olmak üzere bir çok halk bu günde oruç tutarlarmış. Bu günde önemli ve insanlığın kaderini etkileyen, geleceğine yön veren olaylar gerçekleşmiştir. Örneğin; Adem peygamberin tövbesinin kabul edildiği, Halil peygamberin Nemrut`un ateşinden kurtulduğu, Hz. Musa`nın kavmini Firavun`un zulmünden kurtardığı, Yunus peygamberin balığın karnından kurtulduğu, Eyüp peygamberin dertlerine şifa bulup yaralarının iyileştiği, Hz. Yakub`un oğlu Hz. Yusuf`a kavuştuğu ve gözlerinin açıldığı, Nuh peygamberin gemisinin karaya oturduğu gündür. Bütün bu önemli tarihsel gelişmelerin yanında aşureyi bizler için daha da anlamlı kılan; imam Hüseyin`in bu gün şehit edilmesidir. Kerbela şehidi Hz. Hüseyin, on Muharremde şehit edilmiştir. Dolayısıyla Muharrem ayı ve bu ayda tutulan oruç ve sonrasında pişirilen aşure çorbası bizler için çok daha derin ve diğer toplumlardan farklı anlamlara sahiptir. İmam Hüseyin`in Kerbela çölünde şehit edilmesiyle Muharrem Orucu Aleviler için aynı zamanda bir Matem Orucu da olmuştur. Bununla beraber aşure çorbasınında Aleviler için anlam ve önemi diğer toplumlardan farklı olmuştur. Hz. Hüseyin, Kerbala da şehit edilmeden önce Muharrem ayında tutulan oruçtan sonra pişirilen aşure çorbası bir şenlik havasında yapılıp paylaşılıyordu. İmam Hüseyin`in şahadetinden sonraki tarihlerden itibaren ise, aşure çorbası şenlik havasından uzak bir şekilde başta Kerbela şehitleri ve 12 imamlar olmak üzere bu yolda canlarını veren bütün şehitlerin anılarına bağlılığın bir gereği olarak pişirilip dağıtıldı. Günümüzde de bu şekilde yerine getiriliyor. Aşure tatlısının çıkış noktası ile ilgili temel anlatım Nuh peygamberle ilgili olan anlatımdır. Nuh peygamberin gemisinin karaya oturmasından sonra gemide bulunan son yiyeceklerden bu tatlı çorba meydana gelmiştir. Aşurenin içinde en az 12 tane farklı bileşim olmalıdır. Bunlar genelde fındık, kuru incir, kuru üzüm, ceviz, nohut, fasulye ve benzer yiyeceklerdir. Tekrar altını çizelim ki aşure çorbası, 12 günlük Muharrem Orucu bitikten sonra Kerbela ve diğer bütün şehitlerimizin ruhları için, yollarına bağlılığın, değerlerinin savunucusu olmanın bir gereği olarak yapılıp paylaşılmalıdır. Birlik olarak, yolumuza bağlılığı daha yoğun yaşayarak, kardeşlik ve barış duygusuyla yapılıp paylaşılmalıdır. Sevgiyle kalın....