Son yıllarda, gençlerimizi ve çocuklarımızı etkisi altına kolayca alan, sosyal medya ve İnternet bağımlılığını da, göz ardı etmemek gerekir. Çok sayıda gencimiz ve çocuğumuz, bu sosyal medya denilen illetten ne başını alabiliyor, ne de ebebeynler bu illetin önüne geçebiliyor. Maalesef, ülkemizin en büyük sorunlarından birisi haline gelen, bu illet  bizler dahil zamanımızın bir çoğunu, bu mecrada heba etmemize neden oluyor. Ve birileri bu boşa akıp giden zaman sayesinde ise, trilyonlarca lirayı bu bağımlılar sayesinde cebine indiriyor. Özellikle, eğitim konusunda başarısız oluşumuzun en başında gelen, nedenlerden bir tanesi de bu aslında. Neden diye? soracak olursanız, bırakın ilkokul seviyesini ana okulu seviyesinde olan çocuklarımız, huysuzlanıp eziyet ettikleri vakit, ebebeynlerimizin yaptığı en büyük yanlışlardan bir tanesi, hemen cep telefonlarını ellerine tutuşturmak oluyor. Oysa ki, kendi elimizle daha küçücük olan bu yavrularımızı, bu ucu bucağı olmayan mecranın içerisine, yani resmen farkında olmadan, ateşin içerisine atıyoruz. Oysa ki o yaştaki bir çocuğun, annesinden masal dinlemesi, yada bir parkta oyun oynaması gerekirken, biz çocuğumuzu içerisinde çok sayıda tehlikeler barından, bu internet ve sosyal medyanın kucağına itiyoruz. Şöyle geriye dönüp bir baktığımızda,  çok değil, bundan 30 yıl önce çocuklarımız topaç çevirirken, uçurtma uçururken, birdir bir gibi, körebe ve saklambaç gibi oyunlar oynarken, ama maalesefki şimdiki nesil ve Z kuşağı diyerek adlandırdığımız, bilmem ne kuşağı diye adlandırdığımız genç nesillerimiz, maalesef ki maalesef kendi aklını ve beynini tiktok, instagram, twitter, Facebook ve adını sayamadığımız daha bir çok sosyal medya platformuna, adeta kiraya vermiş gibi hareket ediyorlar. Bütün dünyaları bunlardan ibaret olmuş sanki bu çocuklarımızın. Her birinin elinde, yaşı küçük olmalarına rağmen birer tablet, birer cep telefonu adı her ne ise bütün zamanlarını burada geçiriyorlar. Oysa ki zaman öylesine hızlı akıp gidiyor ki, giden zamanı geri döndürmek ne ala. Buna ek olarak son dönemlerde aile düzeninin bozulması, boşanmaların artması, buna ek olarak ekonomik sıkıntılarıda eklersek, tamamen bu neden den kaynaklanıyor. İnternet kullanımının bu kadar tabana yayılması, elbette faydalı ama faydasından çok zararı var. Biz birer anne ve baba olarak, çocuklarımızı bu konuda ne kadar kontrol edebiliyoruz acaba? Saatlerce evlatlarımız bu mecralarda zaman harcıyorlar. Okul çağındaki çocuklarımızın ellerinde ve ceplerinde birer telefon, samimi söylüyorum okulla ne ilgileri var, ne de alakaları var. Hele hele bilhassa ergenlik çağına doğru ilerleyen gençlerimizi tutabilene aşk olsun.  Peki çözüm ne ? nasıl önleyebiliriz bu durumu? Benim şahsi fikrim Devletimiz bu konuda, acilen bir yasal düzenlemeye ek düzenleme getirerek, Okul çağındaki çocuklarımızın, İnternet kullanım yaşını en az 18 olarak belirleyip, internet kullanımını sadece okullarda, Öğretmenlerin belli aralıklarla, onların kontrolünde, ders olarak vermeli. Çünkü, sosyal medya denilen bu illet, bizim kültürümüzü, geleneğimizi, göreneğimizi, hal ve hatır sormayı, sevgi ve saygının yok olmasına sebeb olan en büyük etkenlerden bir tanesi. Birde okullarımızda, tek tip kıyafetin bir an önce yürürlüğe girmesi, yani okul formalarına yada okul önlüklerine yeniden dönülmesi gerekiyor, serbest kıyafet konusu bence çok tehlikeli, neden diye soracak olursanız, çocuklarımızın birbirine olan özentilerini daha yükseltiyor ve bu durumda öğrenci velilerimizi, inanın zora sokuyor. Kılık, kıyafet, saç ve görünüm açısından öğrencilerimiz, yemin ederim eğitimden bir haber. Görüyoruz bizzat şahidiz, yaşı küçük kızlarımız şimdiden, makyaj manyağı olmuşlar, uzun ve ojeli tırnaklar, saçlarını boyatmalar, göbeği açık kısa elbiseler giyerek okula gelmeleri, görünüş açısından bir öğrenci ile uzaktan ve yakından samimiyetimle söylüyorum alakaları yok. Elbette bunlara karşı değiliz ama, inanın okul çağında değil, ilerleyen zamanda kim nasıl giyinirse giyinsin, nasıl makyaj yaparsa yapsın sıkıntı yok. Ama okul çağındaki bir çocuğun lise son sınıf dahil tırnakları düzgün kesilmiş, saçları kısaysa kısa uzunsa derli toplu kılık ve kıyafeti müfredata uygun olmalı, Şimdiki öğrencilere bakıyorum hiphap tarzı kıyafetler, salaş bir şekilde okula gidip gelmeleri bırakın okulu sanki diskoya eğlenmeye gidiyor gibi bir halleri var. Oyüzden eğitim konusunda inanın gerideyiz maalesef, çünkü okul çağındaki çocuğumuzun ne anne baba korkusu, ne de öğretmenden çekintisi var. Ama her şeye rağmen bir kural ve disiplin çerçevesinde, bu eğitim verilirse inanın biz bu konuda, daha da başarılı oluruz. O nedenle benim buradan naçizane Sayın Milli Eğitim Bakanımızdan, sayın Valimizden ve sayın ilk orta ve lise dengi okul yöneticilerimizden ricam, lütfen bir düzen ve intizam getirilsin artık bu konuya. Saygılarımla…