Gözden kaçırmayın
Kütahya ve Uşaktan bile gerideyizAfyonkarahisar MHP Milletvekili Kemalettin Yılmaz, basın mensupları ile Çakmak Otelde bir araya gelerek, 17-25 Aralık yolsuzluk sürecini değerlendirdi.
Yılmaz yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
"Değerli Basın Mensupları;
Bugün 25 Aralık yani “17-25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonlarının” 1. Yıl dönümüdür.
Hatırlanacağı üzere geçen yıl 17 Aralık’ta ayakkabı kutularındaki Milyon Dolarlarla, yatak odalarında insan boyunca çelik kasalarla, çifter çifter para sayma makinalarıyla, 700.000 TL’lik kol saatleriyle, İran’lı Reza Zarrab ile konuşma tapeleriyle, ihale havuzlarıyla, sıfırlamalarla, eritilemeyen 30 Milyon dolarlarla, kriptolu telefonların dinlenmesi ile Türkiye bir deprem fırtınasına tutulmuş gibi şiddetle sarsılmış, hem siyaset sahnesinde hem de halkın vicdanında derin yaralar açılmasına sebep olmuş ve 4 Bakanın istifası ile hükümeti de derinden sarsmıştır.
O günden bugüne kadar Türkiye’yi içine girdiği hukuksuzluk fırtınasından çıkarmak için AKP iktidarında en küçük bir olumlu hareket görülmemiştir.
Aksine iktidar gücü kullanılarak; rüşvet ve hırsızlığın, “al gülüm ver gülüm” şeklindeki gizli alışverişlerin üzerine kalın bir sır perdesi örtülmeye çalışılmıştır.
Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük yolsuzluk suçlamalarına karşı, yargıyı işletmek yerine baskıyı, şantajı, tehdidi tercih etmiştir. Otorileştirdiği devlet gücüyle yaşananları ört bas etmeye çalışmıştır.
Polisleri, savcıları, hakimleri, basını darbeci paralel yapı diyerek hedef almış ve her fırsatta bunları suçlayarak hedef göstermiş, görevden alma, tayin etme yanında itibarsızlaştırma ve suçlama gayretini gösteregelmiştir.
Bir yıl boyunca yolsuzluk şebekelerini, rüşvetçileri, devletin kasasına, beytülmala göz dikenleri adeta koruma altına alan hükümet; suç ve suçlularla mücadele eden polisleri ardı arkası kesilmeyen operasyonlarla canlarından bezdirmiştir.
-Haşhaşi benzetmesi,
-İnlerine gireceğiz yaklaşımı,
-Vatan haini ve de
-Terör örgütü olarak ilan etme gayretleri de gösteriyor ki 17-25 Aralık’ta foyası çıkan (devrin Başbakanı) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın panik ve korku içinde gerçekleri bastırmak, saptırmak, sulandırmak ve gündemden düşürmek için başlattığı inkar ve saldırı kampanyası artık çok tehlikeli bir boyuta gelmiştir.
TBMM’de konu ile ilgili kurulan Soruşturma Komisyonunun çalışmaları Milletimizden gizlenmiş, komisyondaki iktidar ağırlığı gücü ile bu ciddi mesele adeta geçiştirilmeye çalışılmıştır.
Eski Bakanlarla ilgili bilirkişi, MASAK Raporu Adli Tıp’ın “Montaj Yok” raporu ortadadır. Yolsuzluk geçiştirilemez, ertelenemez, sümen altı edilemez, saklanamaz hiç bir zaman yolsuzluk yapanında, yardım edeninde, üstünü örtenin de yanına kar kalmamıştır ve kalmayacaktır.
22 Aralık’ta Komisyonda yapılacak oylama, 05 Ocak 2015 tarihine ertelenmiştir. Bu oylamada Meclis Soruşturma Komisyonu çok büyük bir tarihi sınavla karşı karşıyadır. Bu sınav TBMM’nin itibar sınavıdır.
Soruşturma Komisyonunun AKP’li üyelerinin oylarıyla bu Bakanlar aklanmış sayılmaz.
Eğer komisyon; eski Bakanların suçsuzluğuna inanıyorsa; onları Yüce Divana göndermekten çekinmemelidirler.
Zira karar verecek olan iktidar terazisi değil, hukuk ve vicdan terazisidir.
17-25 Aralık’ın elebaşlarıyla birlikte hakkında iddia bulunan herkes, bağımsız Mahkemeye çıkmalı, Türkiye baştan aşağıya temizlenmelidir.
Türkiye ihanet ve hırsızlıkla hesaplaşmadan, adaletsizlik ve hukuksuzlukla yüzleşmeden, geçmişteki kirli ilişkilerden arındırılmadan düzlüğe çıkamayacaktır.
Kimin suçu varsa, kimler sahip oldukları yetki ve imkanları kötüye kullanmışsa hukuk önünde hesap vermelidirler.
Millet vicdanı ancak bu şekilde müsterih olacak, temiz toplum, temiz siyaset ve temiz bir yönetim ancak bu sayede ortaya çıkacaktır.
Yoksa 14 Aralık 2014 Pazar günü yapılan rövanşist ve intikamcı duygularla, hukuku hiçe sayan operasyon ve gözaltı dalgalarının ardı arkası gelmeyecektir.
AKP hükümeti, rüşveti perdelemek, yolsuzluğu gündemden düşürmek, dikkatleri başka yöne çekmek için adalet ve hukuk cinayetleri işlemektedir.
AKP; muhtelif sesleri kısmak, ifade ve haber alma hürriyetlerini engellemek, hür basını susturmak için tüm gücünü kullanmaktadır.
Bir yıldır iktidarın sığınağı ve propaganda aracı olan paralel devlet söylemiyle ahlak ve hukuk ilkeleri taammüden çiğnenmektedir.
Konu mahkemeye gitmeden savcılığın takipsizlik kararı ile dosya kapatılmıştır.
İktidar yapılanların yanına kar kalacağını, hırsızların ve yolsuzlukların unutulacağını sanmaktadır.
17 Aralık’ta ortaya çıkan kepazeliğin unutulmamasını, unutturulmaması için Milliyetçi Hareket Patisi olarak 17-25 Aralık günlerini Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli’nin de
açıkladığı gibi “17-25 Aralık Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Haftası” olarak ilan ettik ve her yıl bu hafta içinde partimizce yurdun dört bir tarafında etkinlikler düzenlemeyi kararlaştırdık.
Bu sene; Milletin gözleri önünde fütursuzca sergilenen hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet vb. hukuksuzluklarla ilgili tepkileri canlı tutup, hafızaları tazelemek için, 9 ilde 9 ayrı etkinlikler gerçekleştirildi;
17 Aralık İstanbul’da
18 Aralık İzmir’de
19 Aralık Ankara’da
20 Aralık Bursa’da
21 Aralık Antalya’da
22 Aralık Malatya’da
23 Aralık Erzurum’da
24 Aralık Adana’da
25 Aralık yani bugün de Samsun’da STO ile Basın ve Medya kuruluşları, kanaat önderleri ve halk ile toplantılar düzenlenerek; AKP’nin hasıraltı ettiği, unutturmaya ve gizlemeye çalıştığı hırsızlık, rüşvet ve yolsuzlukların hatırda tutulması sağlanmaya çalışılmıştır.
İktidar kendisi için engel gördüğü her durumu ve herkesi (alışkanlık haline getirdiği) torba yasalara doldurarak ortadan kaldırmaktadır. Gerek siyasi hayatta, gerek iş dünyasında, gerek STÖ de, Meslek kuruluşlarında, gerek yargıda ve medyada çıtını çıkaranların; yolsuzlukları haksızlıkları ve yanlışlıkları eleştirip araştıranları tehdit, şantaj ve baskılarla; hukuk dışı yol ve yöntemlerle susturulmaya çalışılmaktadır.
İktidar devletin gücünü kullanarak, ne kadar gerçekleri gizlemeye çalışırsa çalışsın yapılan yolsuzluklar ve büyük hukuk ihlalleri birer birer açığa çıkacaktır.
Temiz olduğunu ispat etmenin yolu, kol kesme söylemleri, gerçeklerin hasıraltı edilmesinden öte, korkusuzca yargı karşısına çıkma erdemini gösterebilmekten geçer.
İleri demokrasi, açılım, yüksek refah seviyesi, yeni Türkiye, kamu düzeni, ekonomide değişim dönüşüm programı gibi içi boş sloganlarla gerçekleri, halkın gündemini saptırmaya çalışan hükümetin;
17-25 Aralık tarihlerinde ortaya dökülen pisliklerini, yolsuzluklarını, hırsızlıklarını unutmadık unutturmayacağız. Unutmayalım ki bugün hukuku çiğneyenlere, yok sayanlara da; bir gün hukuk gerekecektir"Dedi.
Yorumlar
Yorum Yap