Gözden kaçırmayın

Karataş Şahin'e sitemde bulunduKarataş Şahin'e sitemde bulundu

Saaadet Partisi Genel Başkanı Profesör Doktor Mustafa Kamalak, bir basın toplantısı ile gündeme dair önemli değerlendirmelerde bulundu.

Kamalak, yaptığı açıklamada şu konuları dile getirdi;

 
"Gerek ülkemiz, gerekse İslam dünyası tarihin en zorlu ve en hassas günlerini yaşıyor. 

İslam dünyası adım adım parçalanırken, coğrafyamız hızla büyük bir savaşın içine itilirken, içeride terör yoluyla fitne tohumları ekilirken, maalesef ülke siyaseti kısır polemiklerle, suni gündemlerle meşgul ediliyor. 


 İktidar ve ana muhalefet arasında baş gösteren Lozan tartışması bunun son örneğidir. 

Bakın, Türkiye, işi gücü bıraktı, 10 gündür neyi tartışıyor?
Lozan hezimet mi, zafer mi?
Abdülhamit Han baskıcı mı demokrat mı?

Allah aşkına soruyorum, elimizi vicdanımıza koyalım, her gün, ama her gün ocaklarımıza ateş, yüreklerimize kor düşerken, Türkiye’nin en öncelikli meselesi bunlar mıdır?

Açık söylüyorum, bu iflas etmiş bir tüccar mantığıdır!

Bugüne dair söyleyecek bir şeyi olmayanlar, eski defterleri açıp gündem saptırmaya çalışıyorlar.

Ülkenin gerçek gündemine ilişkin çözüm üretemeyenler, polemik siyasetinden medet umuyorlar. 

Bu yüzden Lozan tartışması samimi bir tartışma değildir.

İyi niyetli bir tartışma değildir. 

Yenikapı ruhunu 1,5 ayda hak ile yeksan edip eski kapı ruhuna çeviren siyaset anlayışının tezahürüdür. 

Oysa eski defterleri karıştırmak yerine, bugüne dönmeliyiz. 
Bugünün sorunlarına odaklanmalıyız. 

Lozan üzerinden, Abdülhamit Han üzerinden, toplumda kutuplaşmayı arttıracak yeni fay hatları oluşturmak yerine, birlik ve beraberliğimizi güçlendirecek adımlar atmalıyız. 

Şimdi ana muhalefet mensupları kalkıyor, 1923 Lozan Anlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin tapusudur diyor. 
Hayır,  Anadolu’nun tapusu 1071 Malazgirt meydan savaşıdır. 
Siz bu tarihi Lozan’la başlatırsanız bin yıllık bir geçmişi, bin yıllık bir tarihi inkâr etmiş olursunuz. Bu yaklaşım doğru değil. 


Peki, iktidar ne diyor? “Efendim Lozan zafer değil, hezimettir”
Biliyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanı çıktı; “İşte şu an Ege’yi görüyorsunuz değil mi? Bağırsan sesinin duyulacağı adaları biz Lozan’da verdik. Zafer bu mudur?” dedi ve bu tartışmanın filini ateşledi. 
Evet, Lozan bir zafer değil. 
Ama bugün benzer bir soruyu biz de kendisine sormak istiyoruz:

“Sayın Cumhurbaşkanım, işte şu Akdeniz’i görüyorsunuz değil mi? Peki bağırsak sesimizin duyulacağı Kıbrıs’ı masaya yatırıp pazarlık konusu yapmak bir zafer midir?”
Evet, Cumhurbaşkanı doğru söylüyor, Sevr-i Osmanlı’ya dayatan ülkeler, Türkiye Cumhuriyeti’ni Lozan anlaşmasına ikna ettiler. 
Peki, bugün Amerika’ya, İngiltere’ye, Fransa’ya, İtalya’ya İncirlik’te, Kahramanmaraş’ta, Gaziantep’te, askeri üsler vermek zafer midir?


Filistin işgal ve terör altında iken İsrail ile anlaşma yapmak zafer midir?
 
DEĞERLİ BASIN MENSUPLARI…
 
Hayim Nahum Doktrini tıkır tıkır işliyor.
Hayim Nahum Doktrinine göre Lozan Anlaşması bir ara verme, bir moladır. Asıl olan Sevr’dir. İktidar ve muhalefetin kısır çekişmeleri, Sevr’e hizmet etmektedir: Türkiye’yi hızlı bir biçimde Sevr’e yaklaştırmaktır.
 
 
DEĞERLİ ARKADAŞLAR…
 
Türkiye bir an evvel gerçek gündemine dönmelidir. 
Dış Borç toplam 750 milyar dolarlara ulaşmış.
İşsizlik çift haneli rakamlara çıkmış. 
Üniversite mezunu her 4 gençten biri işsiz.  
Toprak ayağımızın altından kayıyor.
Her gün şehit üstüne şehit haberleri geliyor. 


Gencecik fidanlarımızı hayatının baharında toprağa veriyoruz.
Millet mutsuzdur, millet umutsuzdur, Millet moralsizdir. Millet endişe içindedir.
“Türkiye’yi ETÖ’den (Ergenekon Terör Örgütü’nden) kurtaracağız diye 15 yıl boyunca FETÖ’ye teslim edenler, şimdi de FETÖ’den kurtaracağız” diye yeniden ETÖ’ye teslim ediyorlar. 


Bir yanlışı başka bir yanlışla düzeltmeye çalışıyorlar.
Bu yüzden, başta iktidar ve ana muhalefet olmak üzere bütün partileri sorumluluğa davet ediyorum.
Biz, Lozan demogojileriyle vakit geçirmek yerine, herkesi, Milletimizin 15 Temmuz’da ortaya koyduğu, asalet, basiret ve ferasetten ders almaya ve bu asalete uygun davranmaya çağırıyoruz. 


Aksi takdirde ne millet vicdanında, ne de tarih önünde hesap veremezler. 
Bu duygularla katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyor, hayırlı çalışmalarınızda başarılar diliyorum.