Gözden kaçırmayın

Demirkırkan En düşük emekli maaşı asgari ücrete denk olmalıDemirkırkan En düşük emekli maaşı asgari ücrete denk olmalı

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Kemal Demirkırkan, iktidar partisi tarafından gündeme getirilen Anayasa değişikliği teklifinin, HDP`den de destek gördüğünü ve bu teklifin ülkeyi bölmek üzere tasarlandığını söyledi.


Demirkırkan, son zamanlarda artar terör olaylarını da 2 dakika susarak protesto etti.

Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanı Kemal Demirkırkan`ın haftalık basın toplantısında dile getirdiği konular şöyle:

Fırat Kalkanı Operasyonunda görevli Çay Karacaören’den Uzman Onbaşı Fatih Olcay şehit oldu. Dün sonsuzluğa uğurladığımız şehidimize Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum.
 
Geçtiğimiz hafta Kayseri’de çarşı iznine çıkan askerlere yapılan bombalı saldırıda aralarında CHP Hocalar eski ilçe başkanımızın torunu Kamil Tunç’un da bulunduğu 14 askerimiz şehit oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum.
 
Daha 10 gün önce İstanbul Beşiktaş’taki patlamada 27 si polis 29 kişi şehit olmuştu. Dün Rusya’nın Türkiye Büyükelçisi Ankara’nın göbeğinde suikasta maruz kaldı. Bir hafta içinde iki büyük bombalı saldırı, bir de büyükelçi suikasti olan ülkede, kimse terörle mücadele ediyoruz yalanını söylemesin!
 
2002’de terörsüz bir Türkiye devralacaksın, on dört yılda Türkiye’yi bir terör batağının içine bırakacaksın. Böyle bir devlet yönetimi olur mu? 20 Temmuz’dan bu yana 843 güvenlik görevlimiz şehit oldu. Afyonkarahisar, 2016 yılında 2’si polis 17’si asker olmak üzere toplamda 19 şehit verdi.


Bu şehitlerin ölümlerin siyasi sorumlusu yok mu? Bir Allah’ın kulu çıkıp “ya bu işin siyasi sorumluluğu bana aittir. Ben önleyemedim ve bu nedenle görevi bırakıyorum” diyor mu?
 
Deniyor ki teröre karşı birlik olalım. Zaten birlikteyiz. Diyoruz gelin mecliste tartışalım, birlikte çözüm üretelim. Dün Milletvekillerimizin verdiği Genel Görüşme önergesi AKP tarafından reddedildi. Daha önce terörle ilgili olarak defaatle verdiğimiz gensoru, genel görüşme ve meclis araştırması komisyonu önerilerimiz hep REDDEDİLDİ.
 
 
Gazilerimize verdiğimiz değere bakın. Kayseri’deki patlamada yaralanan İscehisarlı gazimiz Arif Özkara hastanedeki tedavisi bittikten sonra otobüse bindirilip Ankara’ya gönderiliyor. Kayseri`den Ankara`ya otobüsle getirilen bu gazimiz, sonra ambulansa bindirilmiştir. Şehit ve gazilerimize kağıt üstünde ya da cenazelerdeki fotoğraflarda poz vererek değer vermeyin. Onların sağlığı için gereğini yapın.


Bütün bu ölümlere ve yapılan önerilere karşı kayıtsız kalan iktidara artık söyleyecek söz kalmadı. Böyle bir durumda ne söylense havada kalır. Ülkemizdeki, giderek artan terörü olaylarını ve iktidarın bizleri soktuğu çaresizliği düşünmek için 2 dakika susup düşünelim.
 
 
Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük yolsuzluk soruşturmaları olan 17 Aralık ve 25 Aralık soruşturmaları neticesinde 4 Bakan istifa etmiş, büyük bir yolsuzluk ağı soruşturulmaya başlanmıştı. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarıyla ortaya saçılan bilgiler, kamuoyunda ciddi bir rahatsızlık yaratmış, kamu adaleti duygusunu zedelemiştir.


Ancak soruşturma hükümetin yargı üzerindeki etkinliği neticesinde rafa kaldırılmış ve toplumda oluşan güvensizlik, tepki daha da derinleşmiştir. 17 Aralık 2013 tarihinde şüphelilerin ev ve işyerlerinde arama yapılarak ele geçirilen çeşitli eşya ve paralara el konuldu. Bu eşyalar içinde yatak odasında ayakkabı kutusunda bulunan milyon dolarlar, para sayma makinaları ve katlar, villalar vs gündeme geldi.


Tapelerde “Oğlum Sıfırla, O paralarla şu kadar villa al, artanını da “ diyen insanlar duyduk. Dönemin İçişleri Bakanı Muammer Güler`in oğlu Barış Güler, dönemin Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan`ın oğlu Kaan Çağlayan, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar`ın oğlu Oğuz Bayraktar, işadamı Ali Ağaoğlu, Halkbank genel müdürü Süleyman Aslan ve Rıza Sarraf gözaltına alındı. İddialar sonrası Egemen Bağış Avrupa Birliği Bakanlığı görevinden alındı. İçişleri Bakanı Muammer Güler, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar bakanlık görevlerinden istifa ettiler.
 
 
Tapelere, montaj diyenler, ekleme ve ilave diyenler oldu. Hükümete karşı komplo diyenler oldu. Ancak hepsi gerçek çıktı. Ayakkabı kutusunda bulunan ve suçlulara ait olmadığı iddia edilen milyon dolarlar, takipsizlik kararı sonrası faiz ile birlikte bu şahıslara geri iade edildi.


Sayın bakan kolundaki saatin faturasına hala bulamadı. Takipsizlik kararını veren Cumhuriyet Savcısı, `Evet bunlar doğrudur, ama deliller usulüne uygun toplanmamıştır` dedi. Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar yaptığı bir açıklamayla, Başbakan`ın istifa etmesi gerektiğine inandığını belirterek istifa ettiğini duyurdu. Bugün gelinen noktada Rıza Sarraf’ın işlediği iddia edilen suçlarda adı geçen Babek Zencani, İran’da idam cezasına çaptırıldı.


Zencani’nin yargılama sırasında Türkiye’de 3 bakana 137 milyon dolar rüşvet dağıttığını ve toplamda 8,5 milyar dolar rüşvet dağıttığını” açıkladı. Soruşturmanın diğer kahramanı Rıza Sarrap Amerika’da tutuklu olarak yargılanmaya devam ediliyor. Savcı Preet Bharara salıverilme yönündeki başvuruya itirazında, Emine Erdoğan`ın kurucusu olduğu TOGEM-DER gibi derneklere yapılan bağışları söz konusu ederek, Sarraf’ın dolandırıcılık, altın kaçakçılığı, rüşvet, fuhuşa aracılık etmek suçlarına karıştığına, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere devletin üst kademeleriyle olan ilişkilerini kullandığına ilişkin kanıtlara yer verdi.
 
 
AKP, 17/25 Aralık sürecinin FETÖ`nün miladı olduğunu belirtiyor. 17/25 Aralık FETÖ`nün miladı değil olsa olsa ancak aynı menzile farklı yollardan giden AKP ile FETÖ suç ortaklığının bitişinin miladıdır. Bu dönemde yaşananlar cezasız kalmayacağını herkes bilmeli.
 
Bu kadar terör olayı, şehitler, askerimizin ülke dışında savaş hali, , OHAL, ekonomik kriz gibi sorunlarımız bir yana, Başkanlık sistemi ve Rejim değişimi bir yana. İktidardakilerin tek düşüncesi ülkemizin bekası değil koltuklarının bekası. Ülkemizin gündemi maalesef Başkanlık sistemi. “Rejim değişikliği yapmıyoruz, sistem değişikliği yapıyoruz” diyorlar.


Yapılan, tam anlamıyla rejim değişikliğidir, parlamenter demokratik sistemi kaldırıp dikta yönetimine uygun bir sistem, yeni bir rejim getiriyorlar. AKP 14 yıldır tek başına hükümet ediyor. 14 yılda Parlamentodan isteyip de geçiremedikleri hangi kanun var? On dört yılda, biz bunu yapmak istiyoruz deyip de yapamadıkları ne var? Her şeyi yaptılar. Peki, her şeyi yapıyorsanız, Parlamentoda tek başına iktidarsanız, çoğunluğunuz varsa neden demokratik parlamenter rejimden vazgeçip de bir dikta yönetimine Parlamentoyu teslim ediyorsunuz?
 
Ben sadece tek bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Biz diyoruz ki bu değişiklik ülkemizin bölünmesine , eyaletlerin oluşmasına yol açacaktır. Bu Anayasa değişikliği ülkemizi BÖLECEKTİR. Kendini bu ülkenin sahibi sayan, sorumluluk hisseden, milliyetçi, üniter yapının korunmasından yana olan, Cumhuriyetin ve kazanımlarının önemini bilen herkesin dikkatine sunuyorum.


Bu tasarıyla “Başkan birden fazla ili kapsayan bölgesel yönetimler kurabilecek, bir kararnameyle birden fazla ili kapsayan bölgesel yönetimler kurabilecek.” Önceki gün HDP ÖZERLİK VE ANADİLDE EĞİTİM İSTEKLERİNİN KARŞILANMASI KAYDIYLA tasarıya destek vereceklerini ifade etti. Başka söz hacet yok.