Sultan Dîvâni Hz kırk dervişiyle birlikte, İran'a giderken çölde açlık tehlikesi ile karşılaşırlar ve Sultan Dîvâni hazretleri Fûrûnî Dedeye " Ey Derviş Tennûr, Ey Fûrûnî Dede dervişlere gizli cebinden bahşet doyur der o da bütün dervişlere yetecek kadar sıcak ekmek çıkartarak heybe'sinden keramet göstermiştir. Sultan Dîvâni Hz, leri müridleriyle neden İran,a gider (Birgün rüyasında dedesi, Mevlâna Celaleddin Rumi Hz, leri evladım bizim " Divan-ı Kebir, imiz bozuk bâtıni fırkasından olan, İran Şahı Şah İsmail, dedir git ve onu al getir der bunun üzerine, Sultan Dîvâni Hz, leri kırk mürid'i ile. Afyonkarahisar'dan yola çıkar önce, Mevlâna Celaleddin Rumi Hz lerinin kabrini ziyaret eder daha sonra İran' a doğru yola çıkar orada yaşanan zorluklara sıkıntılara rağmen, Timûr Han zamanında devlet hâzinesinin süsü olmak üzere bir fermanla Celâleddin-i Rûmî'nin Dîvân-ı Kebîr'i türbeden alınarak Mâverâünnehr'e götürüldü. Daha sonra bölgede çıkan karışıklıklar sırasında, Divan-ı kebiri bozuk batini fırkasından olan Şah İsmail'in eline geçti, Şah İsmail Dîvân-ı Kebîr'i vermek istemez ve zehirli şerbet ikram eder, Sultan Dîvâni Hz ve müridlerine Sultan Dîvâni Bismillah deyip içer zehirli şerbeti hayretle seyreden Şah ve adamları salın bu dervişleri ne istiyorlarsa verin gitsin der Sultan Dîvâni Hz leri yaşanan bütün zorluklara rağmen hem Divân-ı Kebir'i alıp getirir hemde orada bazı kerametler göstererek bir çok kişinin hakikati görüp doğru yola girmesine vesile olur hatta Afyonkarahisar'a geri dönerken yanında Şah İsmail'in oğlu Elkas Safi Mirza'da Sultan Dîvâni Hz leriyle birlikte gelir ve bu Sultan'a mürid'olur daha sonraları, Babası Şah İsmail'in haber gönderip geri gelmesi için dünyalık teklifini kabul etmez ve ben bu halimden memnunum der gelenleri geri çevirir Sultan Dîvâni Hz'nin vefatından iki ay sonra kendiside vefat eder ve Sultan'ın ayak ucuna defnedilir sandukası buradadır - yani ileride Şah, Kral olmak varken o derviş olmayı tercih eder kardeşler bu nasip işidir herkese nasip olmaz).
Yorumlar