Ve Çıldırın tarihinde bir ilk olan, yıllar önce sahipsizlikten kapatılan Çıldır Adliyesi için yürüyüş eylemi yaptıran ve çıktığı süre boyunca sürmanşetinde, 'Aktaş Artık Açılsın' deyip, adeta unutulan Aktaş Gümrük Kapısının açılmasını tetikleyen ilçenin ilk gazetesini çıkardığım Çıldır'da yaşanan olağanüstü değişime şahit oldum.
Çünkü ilçeye girmeden ilk görüştüğüm ve ilk dönem heycanıyla Çıldır'a bir şeyler yapmak istediğine şahit olduğum Çıldır Belediye Başkanı Kemal Yakup Azizoğlu'nun yanı başında bir sahilin yapılması gerektiğini sıkça belirttiğim Çıldır Gölünün yanı başında yakaladım.
Başkanla ilk görüşmemizde daha önce spor müdürlüğünün, sonra üniversitenin olan ama yine bizim daha önce yazdığımız gibi Kemal Yakup Azizoğlu'nun da çabaları ile Çıldır Belediyesine verilen Çıldır Gölünün yanı başındaki çürümeye terk edilmiş olan tesisin artık resmen belediyeye ait olduğunu ve Çıldır Gölünün yönetiminin de Çıldır Belediyesine geçtiğini aldığım ilk haberler oldu.
Birçok yatırımın yanında belediyenin yönetimine aldığı tesisin bakımını hızla tamamlayan ve önümüzdeki haftalarda halka yönelik olarak hizmete gireceğini belirten DSP'den seçilip, AK Partiye geçen Başkan Azizoğlu'nun açıklamalarını dinlerken kendisi döneminde bir hayli hızlandığını gördüğüm birçok yatırımın neden bu kadar geciktiğini sorduğumda o da şu an üyesi olduğu partinin 5 dönem Ardahan Milletvekilliliği yapan Atalay gibi bürokrasiden yakınıyordu.
Çünkü Çıldır Gölünün yanı başında ki tesisin yanında bulunan ve DAP tarafından yaptırılan tesisleri gösterip, 'Bu tesis 3 vali eskitti. Yerinin tahsisi yıllar tuttu. Bu da bu ülkede bulunan bürokrasinin Rusya'daki KGB'den daha güçlü olduğudur..
Bakın senin de sık sık dile getirip eleştirdiğin Şeytan Kalesinin ışıklandırılması projemiz Anıtlar Kurulunca reddedildi. Bu bürokrasi ile çalışmak KGB'den bilgi almaktan daha zor' diyen Çıldır Belediye Başkanını dinlerken Ardahan Vilayet olduktan sonra birilerinin krallığı aklıma geldi.
Yani Ardahan Vilayet olamasaydı rüyasında bile göremeyeceği makamların sahibi olanların ülkeyi 22 yıldır idare ettiğini ancak Azizoğlu gibi Erdoğan'ın da dönemin başbakanı Yıldırım ve aynı dönemin Milletvekili olan Atalay'ın da hep şikayetçi olduğu bürokrasinin Ardahan ve ülkede ki olağanüstü gücünü ve şımarıklığını ve bunun sorumlusunun bugünkü ve gelmiş, geçmiş iktidar, iktidarların yetkilileri değil de sanki ben ya da başkası olduğumu hissediyordum..
Bunun en son örneği; Hanyayı, Konya'yı hesaplarken bir telefonla olağanüstü yetki ve keyfiyet yönetimin olduğu makama gelenin Ardahan'a geldiği günden beri Ardahanlıyı kabul etmemesi, herkese üstten bakması ve en önemlisi başında bulunduğu kurumu halkla buluşturamayan en üst, hatta en alttaki gelmiş, geçmiş bürokratlardır..
Yani bu ülkede olduğu gibi Ardahan'da da birbirine düşmüş, iktidar ya da muhalefetteki beceriksiz siyasetçilerin olduğunu anlayıp, kraldan daha çok kral kesilen bürokratlardır..
Evet bu ülkede çözüm bekleyen diğer önemli bir sorun da yine bürokratlarca hazırlanan 657 zırhına bürünmüş olan ve masa başında hazırladıkları plan ve projelerle bu ülkeyi asıl yöneten bürokratlardır..
Bunu diğer birileri de hala Aktaş Gümrüğünün Free Shop'unu bile açtırmayanlar ve ülkenin dövizlerinin sınırın ötesinde bulunan Gürcü petrolündeki büfeye kaptıranlar, bunu dile getirmeyenlerdir..
Kim mi onlar?
Hele şöyle bakın etrafınıza saymakla bitirebilirseniz, bravo size!
Peki bunun suçlusu kimler?
Sizlerin de bildiği onuda bir daha ki yazımıza bırakalım..
Yorumlar