Yabancı dil eğitimi de almamıştı. Peygamberimiz (s.a.v.) sadece Arapça biliyordu, Allah kendisine vehbi ve ledün ilimlerini nasip etmişti. Hicri 1411’de zuhur edecek olan ve ahir zamanın büyük mücedddidi, kutbu, en büyük hatem-i velisi olan Hz. Mehdi (a.s.)’de herhangi bir medrese eğitimi almayacak sadece vehbi ve ledün ilimlerine sahip olacaktır. Allah Hz. Mehdi (a.s.)’yi bir gecede ıslah edecek yani Hz. Mehdi (a.s.) bir gecede çok derin ilimlere sahip olacaktır.

Peygamberimiz (s.a.v.) de Hz. Mehdi (a.s.)’nin böyle özel bir ilimle ilimlendirildiğini şöyle haber vermiştir:

El-Mehdi, bizden, Ehl-i Beyttendir. ALLAH ONU BİR GECEDE ISLAH EDER (yani tevbesini kabul eder, feyizler ve hikmetlerle donatır).
(Sünen-i İbni Mace Kitabü-l ‘fiten Tercemesi ve Şerhi- Kahraman Neşriyat, cilt 10, Mütercim: Haydar Hatipoğlu, Bab: 34, sf.348)

LEDÜN VE VEHBİ ilminin günümüzdeki karşılığı subliminal mesajdır. Ledün ilmine sahip kişiler Allah’ın koyduğu şifreleri çözmekle meşgul olur ve durumların Batıni yönlerini bilir. Bu ilime sahip kişilere muhalefet eden çok olur. Mehdi’nin olayların girift taraflarını bileceğini Muhyiddin Arabi ifade etmiştir.

Büyük İslam alimlerinden Muhyiddin Arabi açıklamalarında Hz. Mehdi (a.s.)’ın 9 özelliğini saymaktadır. Dikkat edilirse bunlar arasında hikmet, anlayış, ledün gibi, vehbi ilme (çalışılarak elde edilemeyen, ancak Allah’ın bir lütfu olan ve istediği kuluna verdiği ilim) ait özellikler yer almaktadır. Muhyiddin Arabi’nin bu açıklamaları şu şekildedir:

Bilhassa kendi zamanında ihtiyaç hissedilen gaibi ilimlere vukufu bulunması (vakıf olması). Çünkü ancak o sayede yeni yeni zuhur edilecek meseleleri halledebilir.” (Muhammed B. Resul, Al Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, Pamuk Yayınları, s. 189)

Rivayetlerde Hz. Mehdi (a.s.)’ın sahip olduğu özel ilim şu şekilde geçmektedir: O, kimsenin bilemediği gizli bir gücün sahibi olduğu için kendisine Mehdi denilmiştir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman) Hz. Mehdi (a.s.)’ın sahip olacağı bu ilmin “Ledün ilmi” olması muhtemeldir. Ledün ilmine vakıf olan kişi, sırları Allah’ın izin verdiği ölçüde keşfedeceği gibi, bu kişinin çeşitli İlahi sırlardan da haberi olur. (TÜR-DAV, Büyük Lugat, s. 558)

Hz. Mehdi (a.s) Vehbi İlimlere Sahiptir Bütün zahiri ilimler, istenildiğinde herkes tarafından okuyarak, araştırılarak öğrenilebilir. Bir de çalışılarak elde edilemeyen, ancak Allah’ın bir lütfu olan ve onu istediği kuluna verdiği “Vehbi” ilim vardır. Hz. Mehdi (a.s.) böyle bir ilme sahiptir. Bu ilmin "Ledün ilmi” olması da muhtemeldir. (Doğrusunu Allah bilir.)

Cifr (Ebced) İlmini Bilir Hz. Mehdi (a.s.)’ın vehbi ilme ait bir özelliği de ebced hesabını ve ona ait sırları bilmesidir. Taşköprülüzade Ahmet Efendi Mevzuatu’l-Ulum isimli eserinde (c.11/ s. 246) Mehdi’nin cifr ilmine vakıf olacağını kaydetmiştir:

Bazıları dediler ki, BU KİTABI KEMAL-İ VUKUF (olgunluğa ulaşmış) AHİR ZAMANDA HURUCU MUNTAZAR (çıkışı beklenen) HZ. MEHDİ (A.S.)’IN HURUCUNA MEVKUFTUR (çıkışına atfedilmiştir) Kİ, ONLAR CİFR İLMİNE VAKIF VE SIRLARINA ARİF OLURLAR (bilirler). Kitab-ı enbiyayı salifeden dahi bu ilim varid olmuştur. (Bu ilim, geçmiş peygamberlere verilen kitaplardan ulaşmış bir ilimdir.) (Mehdilik ve İmamiye, İbrahim Süleymanoğlu, s.252) (Taşköprülüzade Ahmet Efendi “Mevzuatu’l-Ulum”, (11/246))

Batın İlmine Vakıftır Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hz. Mehdi (a.s.)’ın işlerin batınından hareketle eylemde bulunduğunu, davranışları insanlara tuhaf ve yanlış gelse bile o batınında (işlerin içyüzünü bilen) Allah’a teslim olmuş olduğundan işinde hata yapmadığını bildirir:

Ka’b: “Kıyam edecek olanın Mehdi olarak adlandırılmasının sebebi GİZLİ İŞLERE HİDAYET EDİLMESİ SEBEBİYLEDİR.” der. (El Havi, cilt 2, s.148) Kab’dan rivayet edildi ki: O, KİMSENİN BİLEMEDİĞİ GİZLİ BİR GÜCÜN SAHİBİ OLDUĞU İÇİN KENDİSİNE MEHDİ (A.S.) DENİLMİŞTİR. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)

“O (Mehdi (a.s.)), doğrulanmış, KUŞ VE BÜTÜN HAYVANLARIN DİLLERİNİ BİLEN BİRİDİR. Onun için adaleti, bütün insanlar ve cinlerce kabul edilecektir. (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 188)

Olayların Zahirine Bakarak Değil Batınına Göre Hareket Eder Hz. Mehdi (a.s.)’ın Allah’ın kendisine bahşettiği bir lütuf olarak feraseti, basireti ve anlayışı çok güçlü olacaktır. Bu sebeple karşılaştığı bir olayı, bir tavrı ya da bir sözü en doğru şekilde analiz edebilme yeteneğine sahip olacak, edindiği tecrübelerden en akılcı sonuçları çıkaracak ve bu bilgileri deccal ile mücadelesinde en isabetli şekilde kullanmayı bilecektir. İçerisinde bulunduğu ortamı, şartları ve imkanları akılcı bir bakış açısıyla değerlendirirken birçok konuyu Allah’ın ilhamı ile hissedeceğinden gerekli olabilecek her türlü tedbiri alacak, her konuşması isabetli, her tavrı itidalli ve her düşüncesi keskin bir aklın ve kavrayışın ürünü olacaktır.

Şeyh Müfid şöyle diyor: “Kâim-i Âl-i Muhammed (sav) (HZ. MEHDİ (A.S.)) KIYAM ETTİĞİNDE AYNI HZ. DAVUD (A.S.) GİBİ, YANİ BATIN HASEBİYLE (BATIN BİLGİSİYLE) HÜKMEDECEK, ŞAHİDE GEREK DUYMADAN HÜKMEDECEK. ALLAH HÜKMÜ O’NA İLHAM EDECEK VE O DA İLAHİ İLHAMA GÖRE HÜKMEDECEK. (İrşad (Şeyh Müfid), s. 365-366)

BU HZ. MEHDİ (A.S); SÜLEYMAN (A.S.) İLE DAVUD (A.S.) GİBİ HÜKÜM VERECEK. VERDİĞİ HÜKÜMDE DELİL VE ŞAHİT İSTEMEYECEK.” (Şeyh Muhammed b. İbrahim-i Numani, Gaybet-i Numani, s. 374)

Hz. Mehdi (a.s.) Kendi İlmiyle Hüküm Verecek, Herhangi Bir Delile İhtiyaç Duymayacaktır İbn Şehrâşub’un Menâkıb’ından ve el-Herâic ve’l-Cerâih eserinden: Hasan b. Zarîf rivayet eder: “Gönlümü iki konu meşgul ediyordu ve onlarla ilgili Ebû Muhammed [aleyhisselâm]’a yazmak istedim. Böylece kendisine bir mektup yazıp el-Kâim Mehdi [aleyhisselâm]’i, onun ne ile hükmedeceğini ve meclisinin nerede olacağını sordum. Şöyle bir cevap geldi: “EL-KÂİM MEHDİ [ALEYHİSSELÂM] HAKKINDA SORMUŞSUN; KIYAM ETTİĞİ ZAMAN İNSANLAR ARASINDA DAVUD [ALEYHİSSELÂM]’IN HÜKMÜNE BENZER ŞEKİLDE KENDİ İLMİYLE HÜKÜM VERECEK VE HERHANGİ BİR DELİLE İHTİYAÇ DUYMAYACAKTIR.” (İ’lâmu’l-Verâ ve el-İrşâd eserlerinde İbn Kulûye, Küleynî, Ali b. Muhammed ve Hasan b. Zarif senediyle benzer hadise yer verilmiştir. (Meclisî, Bihârü’l-Envâr, Beyrut, 1404, c.50, s.264-265)

İmam Sadık’tan: “İlim yirmi yedi parçadan oluşur. Bütün peygamberler ve imamlar ilmin iki parçasını getirmişlerdir ve Mehdi geldiğinde diğer yirmi beş parçayı getirecektir.” (Muntahi’ul-Aamal, 2:769 (Hazreti Mehdi’nin Özellikleri Hakkında 36. nokta))