Ramazan`ın birinci gecesi Ay, ortasında Güneş tutulacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 199)

Onun saltanatı zamanında, Ramazan Ayı`nın on dördünde Güneş tutulacaktır, o ayın ilkinde ise Ay kararacak... (Mektubat-ı Rabbani, 380. Mektup, 2/1163)

Mehdi`nin çıkmasından önce bir Ramazan içinde Güneş iki defa tutulacaktır. (Ölüm-Kıyamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 440)

... Güneş`in oruç ayının ortasında, Ay`ın ise sonunda tutulması... (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 37)

Ramazan`da iki defa Ay tutulması olacaktır. (El-Kavlu`l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)

Hz. Mehdi (as)`ın gelişi Razaman ayında Ay`ın iki kere tutulmasına sebep olacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 200)

Yukarıdaki rivayetlerde dikkati çeken en önemli noktalar Ramazan Ayı`nın ortasında hem Güneş tutulması, hem de bir ay içinde Ay`ın ve Güneş`in iki kere tutulmasıdır.

Eğer bu hadislerde tarif edilen olaylar dikkatle incelenirse, rivayetler arasında çeşitli farklılıklar olduğu göze çarpar. Yukarıdaki 1, 2 ve 3. rivayetlerde Ay, Ramazan`ın birinci günü, 4. rivayette ise sonuncu günü tutulacaktır. Böyle bir durumda yapılacak en doğru şey, aynı olaya bakan farklı rivayetlerin ittifak ettikleri ortak yönleri tespit etmek olacaktır.

Buna göre, yukarıdaki hadis rivayetlerinin toplamından çıkan ortak sonuçlar şunlardır:

1. Ramazan ayında Ay ve Güneş tutulmaları olacaktır.

2. Bu tutulmalar ortalama 14-15 gün arayla olacaktır.

3. Bu tutulmalar iki kere tekrarlanacaktır.

Bu tespitlere uygun olarak, 1981 yılında (Hicri 1401`de) Ramazan Ayı`nın 15. günü Ay, 29. günü de Güneş tutulmuştur. Yine "ikinci olarak", 1982 yılında (Hicri 1402`de) Ramazan Ayı`nın 14. günü Ay, 28. günü de Güneş tutulmuştur.

Ayrıca bu hadisede Ay`ın Ramazan`ın tam ortasında DOLUNAY halinde tutulması ve dikkatleri çekecek bir alamet olarak belirmesi de son derece anlamlıdır.

Bu olayların Hz. Mehdi (as)`ın diğer çıkış alametleriyle aynı dönemde meydana gelmesi ve Hicri 14. yüzyıl başlarında, üst üste iki yıl (1401-1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanması rivayetlerin işaretinin bu olaylar olabileceğini kuvvetlendirmektedir.

Üstelik hayret uyandıracak şekilde benzer bir tutulma olayı 2002 ve 2003 senelerinde de gerçekleşmiştir.

GERÇEKLEŞEN TUTULMA TARİHLERİ

Ay Tutulması:
Hicri 1423 `te Ramazan`ın ortasında - 20 Kasım 2002

15 gün sonra

Güneş Tutulması:
Hicri 1423`te Ramazan`ın sonunda - 4 Aralık 2002

Ay Tutulması:
Hicri 1424`te Ramazan`ın ortasında - 9 Kasım 2003

15 gün sonra

Güneş Tutulması:
Hicri 1424`te Ramazan`ın sonunda - 23 Kasım 2003

Hz. Mehdi (as)`ın çıkışından evvel, (her tarafı) aydınlatan kuyruklu bir yıldız doğacaktır. (Kıyamet Alametleri, s. 200)

O gelmeden önce, doğudan ışık veren bir kuyruklu yıldız görünecektir. (El-Kavlu`l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)

O yıldızın doğması, Güneş ve Ay tutulmasından sonra olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)

... Ne zaman ki Melikler seyahat, zenginler ticaret, fakirler dinlenmek, hafızlar gösteriş yapmak için hacca giderler; işte o zaman, kuyruğu bulunan bir yıldız zuhur edecektir. (Kıyamet Alametleri, s.123)

Hadislerde belirtildiği gibi: Bu yıldızın doğuşunun da diğer çıkış alametleri ile aynı zamanda meydana gelmesi, Halley kuyruklu yıldızının hadiste işaret edilen yıldız olduğunu doğrular niteliktedir.

Tarih boyunca bu kuyruklu yıldızın geçtiği zamanlarda Müslümanlar açısından çok önemli hatta dönüm noktası sayılabilecek olaylar meydana gelmiştir. Bunlardan bir kısmı Peygamberimiz (sav)`den aktarılan rivayetlerde de bildirilmiştir:

Bu yıldız ilk çıktığında; Hz. Nuh (as)`ın kavmi helak olmuştur.

Hz. İbrahim (as) ateşe atılmıştır.

Hz. Musa (as) ile mücadele eden Firavun ve kavmi yok edilmiştir.

Hz. Yahya (as) öldürüldüğünde de görülmüştür.

Siz o yıldızı gördüğünüzde fitnenin şerrinden Allah`a sığınınız. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 32)

Bu yıldız geçtiğinde meydana geldiği rivayet edilen diğer önemli olaylar da şunlardır:

Hz. İsa (as) doğmuştur.

Peygamber Efendimiz (sav)`e ilk vahiy gelmeye başlamıştır.

Osmanlı Devleti tarih sahnesinde yer almaya başlamıştır.

İstanbul Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildiğinde de bu yıldız görülmüştür.

Halley kuyruklu yıldızı ile ilgili bazı sayıların "19" sayısının tam katları olması da oldukça dikkat çekicidir:

Halley Kuyruklu Yıldızı 76 yılda bir geçiyor

76 = 19 x 4

Bu yıldız en son Hicri 1406`da görüldü

1406 = 19 x 74

Bu konuyla ilgili bir diğer ilginç durum da şudur: Yukarıda da hesapladığımız gibi Halley yıldızının geçmiş olduğu Hicri 1406 yılı 19`un tam 74 katıdır. "74" sayısı ise aynı zamanda Kuran-ı Kerim`de 19 mucizesine işaret edilen MÜDDESSİR Suresi`nin sıra numarasıdır.

Kuran`ın Müddessir Suresi`nin (74. sure) 30. ayetinde "19" sayısının müminler için bir rahmet, inkar edenler için ise bir fitne vesilesi olduğu bildirilmektedir.

Halley kuyruklu yıldızının 19 ile olan bu dikkat çekici bağlantısı da, inkar edenler üzerine bir fitne, müminlere ise bir rahmet müjdelediğine işaret ediyor olabilir.

Müddessir Suresi`nin 1. ve 2. ayetlerinde Hz. Muhammed (sav)`e "EY ÖRTÜNEN! KALK VE KORKUT" şeklinde buyurulmaktadır. Bu, ayetlerin açık anlamıdır. Fakat bu ayetlerin ahir zamana yönelik ikinci bir örtülü, gizli işaretleri de bulunabilir.

Belki de "EY GİZLENEN" denilerek Resulullah Efendimiz`in soyundan gelecek olan ve Hicri 1406`da çıkış alametlerinden biri (Kuyruklu Yıldızın doğuşu hadisesi) belirecek olan Hz. Mehdi (as)`a işaret ediliyor olabilir.

Müddessir Suresi:

1. Ey örtüsüne bürünen

2. Kalk ve korkut (uyar)

Müddessir: örtünen-bürünen-gizlenen demektir.

Bir başka mucizevi işaret ise Halley yıldızının, 1986 (Hicri 1406)`daki geçişinin, Hz. Muhammed (sav)`in peygamberlikle vazifelendirildiği MS. 607`den bu yana 19. geçişi olmasıdır.

Mükerrer olarak, ŞARK CANIBINDEN DOĞAN AMUD-U NURANIDEN (nurlu sütundan) sormaktasınız.

Bilesin ki, ashabın verdiği habere göre, Resulullah (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur: "Vaad edilen Mehdi`nin zuhur mukaddimeleri olan Abbasi Melik Horasan`a vardığı zaman, ŞARK TARAFINDA IKI DIŞLI (1) MÜNEVVER (2) BIR BOYNUZ (3) ÇIKAR."

Her kim onu görür, fitnelerin şerrinden Allah`a sığınsın.

Şark tarafında meydana çıkan o beyazlık; önceleri nurlu bir sütun halinde idi.

Sonra, ona bir eğrilik geldi; boynuz şeklini aldı. İhtimaldir ki, onun için; iki başlı, isminin verilmesi, şu itibara göre ola: Her iki tarafında da bir incelik olup dişe benzerler; bunun için, her iki tarafta baş itibar edilmiştir.

Nitekim, bir süngünün de her iki tarafı incelik taşısa, onun için de, iki başlı, tabirini kullanır.

Kardeşim Şeyh Muhammed Tahir Bedahşi Confor`dan geldi. Şöyle anlatıyor:-O sütunun üst tarafında da iki başı var; iki dişe benziyor.

İkisi arasında da kısa bir ayrılık var.

Bu mânanın teşhisi sahrada hasıl oldu. Aynı haberi, bir başka topluluk da verdi.

Halbuki bu doğuş, Hz. Mehdi (as)`ın zuhuru zamanında olacak zuhur değildir. Zira, onun zuhuru, yüz başlarında olacaktır.

Şu anda dahi, yüz başını, on sekiz sene geçmiş vaziyettedir.

Hadis-i şerifte, Hz. Mehdi (as)`ın alâmetleri hakkında şöyle anlatılmıştır:

"ŞARK TARAFINDA BIR KUYRUKLU YILDIZ DOĞUP AYDINLIK VERECEKTİR."

Bu yıldız dahi doğmuştur. Amma o mudur, yoksa onun bir benzeri midir?

Bu yıldıza, Kuyruklu yıldız, adının verilmesi, ihtimal ki, şu anlatmalara dayanıyor; Sabitlerin seyri, MAĞRIBDEN (BATIDAN) MEŞRIKADIR (DOĞUYADIR) (4)...

Bu yıldızın durumu da, onun seyrine göredir. Yani yüzü meşrik canibine doğru, arkası dahi, mağrib tarafınadır. Bu uzun beyazlık dahi, onun arka tarafındadır.

Bu mana icabı olarak, ona; Kuyruk... isminin verilmesi yerindedir. Onun her günkü irtifı (geçiş yönü) ise, meşrikten mağribedir.

Ancak o, kısri (kendine has durumunda ağırlık taşıyan) seyri ile felek-i azamın seyrine bağlıdır.

Hakikat-i hali, en iyi bilen Sübhan Allah`tır." (İmam-ı Rabbani, Mektubat-ı Rabbani, 381. Mektup, s. 1184)

İmam-ı Rabbani’nin de detaylı olarak tefsir ettiği “iki dişli münevver (aydınlatıcı) bir boynuz çıkar” ifadesi 24 Şubat 2009 yılında Dünya’ya en yakın noktadan geçen Lulin kuyruklu yıldızına işaret etmektedir.

Hadisteki ifadelerin hepsinin Lulin kuyruklu yıldızının özellikleriyle birebir uyum içinde olması çok büyük bir mucizedir ve Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)’ın gelişini bekleyen bütün müminler için de çok büyük bir müjdedir.


Lulin kuyruklu yıldızının arka kısmındaki kuyruğun çatallı olması, hadisteki iki dişli ifadesiyle birebir bağdaşmaktadır.

(2) ... münevver (aydınlatıcı)..:

Hadiste bahsi geçen münevver (aydınlatıcı) sıfatı, Lulin kuyruklu yıldızının dünyaya yaklaştıkça 6 yıldız parlaklığı kadar artan parlaklığına işaret etmektedir.

(3) ... bir boynuz..:

Lulin kuyruklu yıldızını diğer kuyruklu yıldızlardan ayıran en önemli farklılığı, yıldızının çekirdeğinin arka kısımda yer alan kuyruğunun karşısında, çekirdeğin ön kısmında, yani ilerleme yönünde de bir kuyruğunun bulunmasıdır.

Lulin kuyruklu yıldızının çekilmiş fotoğraflarına bakıldığında da karşıt yöndeki iki kuyruğun şekil itibariyle bir boynuzu andırdığı ilk bakışta farkedilmektedir.

(4) ... mağripten (batıdan) meşrikadır (doğuyadır)..:

Hadisin devamında yer alan "Sabitlerin seyri, mağribden (batıdan) meşrikadır (doğuyadır)..." ifadesi hadiste hareket eden bir cisme, bir kuyruklu yıldıza dikkat çekildiğini teyit eder mahiyettedir.

Nitekim diğer gökcisimleri meşrikten (doğudan) mağribe (batıya) doğru saat yönünün aksi yönünde hareket ederken, Lulin kuyruklu yıldızının seyri saat yönünde yani Mağripten (BATIDAN) Meşrika (DOĞUYA)’dır.

Başka hiçbir gökcisminde görülmeyen bu özelliğin Lulin kuyruklu yıldızında olması ve bunun yaklaşık 1400 sene önce Peygamber Efendimiz (sav) tarafından Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)’ın çıkışının habercisi olarak bildirilmiş olması şüphesiz ki çok büyük bir mucizedir.

Onun (Hz. Mehdi (as)) çıkacağı yıl, insanlar hacca, başlarında bir emir bulunmadan gidecekler... Hep birlikte Beyt-i Şerif`i tavaf edecekler, sonra Mina`ya indiklerinde, köpekler gibi birbirine saldıracak, hacılar soyulacak, kanlar Akabe Cemresinin üzerine akacak. (Kıyamet Alametleri, s. 168-169)

İnsanlar başlarında bir imam bulunmaksızın hac ederler. Mina`ya indiklerinde etrafları, köpeklerin sarışı gibi sarılıp, kabilelerin birbirine girmesi ile büyük savaşlar olur. Öyle ki ayaklar kan gölü içinde kalır. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 35)

Yukarıdaki hadislerde "onun çıkacağı yıl" cümlesi ile, Hz. Mehdi (as)`ın çıkış tarihinde Hac sırasında meydana gelecek bir katliama dikkat çekilmektedir. 1979 yılında, Hac sırasında gerçekleşen Kabe baskınında aynen böyle bir katliam yaşanmıştır.

Bu kanlı Kabe baskını da ahir zamanın başlangıcının ve Hz. Mehdi (as)`ın çıkışının diğer alametlerinin gerçekleştiği dönemin tam başında yani Hicri 1400 yılının ilk gününde, 1 Muharrem 1400 (21 Kasım 1979) tarihinde meydana gelmiştir.

Yine hadis-i şerifte kanların akacağından bahsedilerek öldürme olaylarına dikkat çekilmiştir.

Baskın sırasında Suudi askerleri ile militanlar arasında meydana gelen çarpışmada 30 kişinin öldürülmesi bu rivayetin kalan kısmını da doğrular.

1979 (Hicri 1400)`de gerçekleşen bu Kabe baskınının ardından 7 sene sonra Hicri 1407 yılında, Hac sırasında çok daha büyük kanlı bir olay meydana gelmiştir.

Bu olayda caddelerde gösteri yapan hacılara saldırılarak 402 kişi katledilmiş, çok fazla kan akıtılmıştır.<