Havuz medyanın çok bilmiş uzman, bir bilen, çok bilen hatta gazeteci kılıklı, ekran artistlilerinin değil, dünyaya yön veren kapitalistlerin ellerine aldıkları cetvellerle çizdikleri ve hemen her yerde yani kıtalarda, ülke sınırlarında birer Karabağ, birer Kore ve daha nice yaraları bilerek bıraktığını hiç görüp, duyup, izleyip, ve yaşananlara birde bu yönde bakmayı düşündünüz mü?


Sizi bilmem neden ise ve niye ise Suriye'yi yakından takip eden benim bugünler de ki takıntım bu yönde..
Çünkü ben dahil hepimizin iç sorunlarımızı unutup, yıllardır dert ettiğimiz 'Suriye'nin sarı yakasında ve diğer bölgelerde ne olacak?' diye merak edip, buraya kafamızı gömmüşken birilerinin, 'böl parçala dün terörist' dediğine bugün cumhurbaşkanı diyerek yaptıkları hesaplarına bilerek yada bilmeyerek yardımcı olmaya devam ediyoruz gibi.


Evet, yüz yıllardır kan revan içinde olan Ortadoğu'da 'yeni bir devlet kurulacak mı?' diye düşünenlerin yanında 'Biz burada yeni bir devlet, falan kurdurmayız' diyenlerin bir birlerini tarttıkları şu günlerde ben bugün oraya yani kanlı Ortadoğu'ya değil, memleketime sınır olan Kafkasya'daki 'Atari savaşı' dediğim Rus ve Gürcistan savaşına hiç değil bir zamanlar güçlü ve sosyalistlikte örnek alınan tarih olmuş, paramparça edilmiş ve adı, sanı unutulmuş bir ülkeyi size hatırlatıp, bugün iç barışı, demokrasiyi, insan haklarını, özgür basını ve adaleti düşünmeyenleri gelecekte neyin beklediğine baktırmaya çalışacağım.


Ve bunun için önce ülke olduklarını belirtip, '5'ten küçüktür' denen Birleşmiş Milletler başta olmak üzere bir çok ülke tarafından tanınmayan ama ülke statülerine devam eden dünya üzerindeki parçalara değil, 'parçalatılmışlara' bakalım' diyeceğim.
Öncelikle dünyada hiç bir ülke tarafından tanınmayan ülkelere bir bakalım.
Hiç bir ülke vede örgüt tarafından tanınmayan ama ülke olan Somaliland..


En az bir BM üyesi tarafından tanınan ülkeler ise Abhazya, Tayvan, Kosova, KKTC, Filistin, Sahra, Güney Osetya olurken BM üyesi olmayan ülkelerce tanınan Dağlık Karabağ, Transdinyester gibi ülkeciklerden bi haberiz.


Peki, dünün büyük “Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyet'i ve hem sosyalist, hem federal hem de cumhuriyet denip, hak, hukuk dendiğinde ise insanların susturulduğu ve 1944'ten 1980'deki ölümüne dek de yani ömür boyu kendinse başkan dedirten bir diktatörün, yani Tito'nun yönetiminde kıvranıp, parçalanıp yok olan bir devleti hatırlayanız var mı?


Bilmem ama bir zamanlar 'Yugoslavya' denen bu ülkenin darmadağın edilip, param parça olup, ortadan kayıp olması yetmez gibi bu ülke toprakları üzerinde kurulan ülkeciklerin de her an bölünmeyle karşı karşıya bırakıldığını adını, sanını çoğumuzun bilmediği Voyvodina Özerk Bölgesi denen yere bakalım derim.


Evet, bizlerin yüzü ve gözü Suriye ile kanlı Arap baharının devam ettiği Ortadoğu'da iken son dönemlerde Boşnakları, Karadağlıları yani aralarında çocukların da bulunduğu 8 bin Boşnak’ın katledilmesi sebep olan Sırp Radovan Karadziç gibi hak tanımaz katillilerin, Sırpların Sırbistan’ında en çok tartışılan konularından biri Voyvodina Özerk Bölgesi'dir.


Kosova’nın tek taraflı bağımsızlık ilanının ardından, Sırbistan’ın kuzeyinde yer alan bu çok kültürlü bölgenin statüsü ve geleceği, giderek daha fazla gündeme gelmektedir. Sırbistan’ın ekonomik anlamda en gelişmiş bölgelerinden biri olan Voyvodina, tarih boyunca farklı etnik ve kültürel grupların bir arada yaşadığı bir coğrafya olmuştur. Günümüzde, nüfusun çoğunluğunu Sırplar oluşturmakla birlikte, bölgede önemli ölçüde Macar, Slovak, Hırvat, Rumen ve Roman nüfus da bulunmaktadır.


Bölgenin özerk statüsü, Yugoslavya döneminden miras kalmış olup, 1974 Anayasası ile geniş yetkiler kazanmış ancak 1990’lı yıllarda bu yetkiler büyük ölçüde geri alınmıştı.Son dönemde, Sırbistan genelinde devam eden hükümet karşıtı protestoların Voyvodina’nın bağımsızlığı ile ilişkilendirilmesi, siyasi tartışmaları derinleştirmiştir. Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç’in "Voyvodina Platformu" ve "Voyvodina Bildirisi" gibi kavramları gündeme taşıması, bölgenin özerkliğinin genişletilmesi veya tam bağımsızlık senaryoları üzerine yeni spekülasyonlara yol açmıştır.


Ancak yapılan kamuoyu araştırmaları, Voyvodina halkının büyük çoğunluğunun bağımsızlıktan ziyade, özerklik yetkilerinin artırılmasını talep ettiğini göstermektedir. Buna rağmen, bölgedeki bazı muhalif figürlerin ayrılıkçı söylemlerinin öne çıkarılması, Sırp hükümeti tarafından bölgesel bütünlüğe yönelik bir tehdit olarak ele alınmaktadır.


Voyvodina’nın tarihsel geçmişini, demografik yapısını, Sırbistan’daki siyasi gelişmelerle olan bağlantısını ve bölgenin geleceğine dair olası senaryoları kapsamlı bir şekilde ele almaktadır. Balkanlar'da olası sınır değişimlerinin yaratabileceği etkileri incelerken, Voyvodina’nın Kosova ile benzerlikleri ve farklılıkları, Sırbistan’ın iç ve dış politikasındaki yeri, AB ve NATO’nun bu süreçteki muhtemel tutumu gibi önemli başlıkları da analiz edile bilinir.


Peki, Voyvodina gerçekten bağımsız bir devlet olabilir mi, yoksa bu tartışmalar siyasi bir stratejiden mi ibaret?
Bilmem ama tek diyeceğimiz bu dünyanın etme bulma dünyası olduğu ve er geç ettiğini bulan insanların ve o insanların yaşadığı ülkelerin başına etiğinin geleceğinin küçük bir örneğidir, Trump'lu ABD'nin takmayıp, Ukrayna'dan aldığıyla kar kalacak gibi görünen Rusya ile Arabistan'da tek başına görüşmesine şoke olan Avrupa'nın tam kalbinde olan ve 'Yeni bir devlet kurulacak mı?' denen Voyvodina..


Ha unutmadan 'Voyvodina'da nerede, nedir?' diyenlere kısa bir özet bırakıp, benim bu yazımda nereden gidip, nereye çıkmak istediğimi anlamalarını bekleyeyim.. Bizzat değil, Aya yapılacağı söylenen yoldan hiç değil, İntrenet yoluyla gidip, gördüğüm ve önüme çıkan ilk fotoğrafına baktığımda, AK Parrti'nin Büyük Kurultayı'nında da yapılacağı gün olan 23 Şubat'ta bizim 104 yaşına girecek olan Ruslardan kalma Ardahan'ın köprüsüne benzer ama paslanmamış, pırıl, pırıl olan sanki Beşikkaya HES Barajı ile suyu çalınacağı söylenen Kura nehri üzerindeki demir köprüsü  de var, 'Ülke olacak mı?' denen Voyvodina'nın..

 

Ve bir vakıf tarafından Ardahan'ın 100. yılında 'yapılacak' denen ama 'Size gerek yok, ben yaparım' deyip wc yaptırdığı kentin ortasına naylondan bir saat yaptıran belediye başkanı ile yaşanan anlaşmazlık dolaysıyla bir türlü yapılamayan saat kulesinin hayalini de gördüğüm Voyvodina Özerk Bölgesi, Sırbistan devleti sınırları içinde kalan ve denize çıkışı olmayan ve Macaristan, Hırvatistan ve Romanya'yla komşu olan, özerk bir bölgedir İdari merkezi Novi Sad olup, Sırbistan'ın ikinci büyük şehridir.