Kıymetli takipçilerim.
Düşündürücü ve bir O kadar da yalanı gerçekmiş gibi hayali anlatımlardan oluşan, sırf sohbet malzemesi olarak bazılarının anlatımlarında gerçekle ilgisi olmayan tamamen hayal ürünü sohbet örneklerini mizahi bir anlatımla sizlerle paylaşacağım.
Bu davranış biçimi, Hayatın olağan akışı içinde öyle hikâyeler kurgulanan orta yaş gurubu üzerindeki bireylerin bu derlemelerinin tek sebebinin, kendisinin O ortamda kabul görmesini amaçladığını saptadığım araştırmalarında, O uydurma hikâyeyi gerçekmiş gibi anlatımdan mutluluk duyduğuna sebep, Ben de biliyorum tezini kabul ettirme iç gülüşünden kaynaklandığı tespitim olup, örneklere geçiyorum.
Anadolu’nun herhangi bir yerinde, hiç İstanbul’a Ankara’ya veya İzmir’e gitmediği hâlde, Sanki Ankara’da Ulusu Kızılay’ı veya T.B.M. Meclisini sanki Gerçekmiş gibi anlatıp, oraları gidip gezip adlandıran ballandıra anlatmalarının tek sebebinin, kendinde arzu edip de hiç gidemediğinin iç gudubet faktörü olduğu kanısına vardım.
Ve yine, bir ömür çalışıp kazanıp birikimleri ile, Bir Umreye veya Hacca gidebilen yaşlı bir amcamızın, Mekke’de veya Medine’de, İşportacıdan hediye olarak aldığı taklit Demiryolu amblemli seıko köstekli cep saatini satıcıdan nasıl aldığının hikayesini anlata anlata bitiremeyiz onunla mutlu olduğunu, Onun sohbetiniz dinlemesinden hoşlandığınız da sadece sohbete katılmak, çorbada benim de tuzum bulunsundan kaynaklı olduğunu saptadığım bir tespittir.
Gelelim en vahimine.
Ömrü boyunca köyünden dışarı nadir çıkan, Sadece ilçeye pazara ve ya tarla tapan için tapuya, Adliyeye gidip köyüne dönmüş, ilkokulu 3. Sınıfa kadar okumuş insanların, Seçimler zamanında futbol kulüpleri gibi saplantılı bir parti taraftarlığı onun için ölümüne mücadele demek olup, ülkeye kim daha yararlı işler yapar, kimin ipi dış düşmanların elinde olduğunu düşünmeden, o parti için gece gündüz kapı kapı dolaşıp oy toplamaya çalışması gerçeği gibi,
bir de bakarsın köyüne muhtar, beldesine belediye başkanı adayı olup kazandığında,
Planlamadan anlamayan, şehirleşmeden anlamayan, eğitim ile ilgili bir bilgisi olmadığı için, beldesindeki eğitim kurumları okulların kapanması umurunda olmayan, çevre ve halk sağlığı ile ilgili bir bilgiye de sahip olmadığından, yerleşkesinde kaç adet kanserli veya muadili hastalıklara muzdarip yurttaş olduğunu ve o hastalıkların sebebini tespit edecek yetenekten uzak böyle birinin o beldeyi ve ya köyü yönetmesi için seçilen seçilmişin durumu gibi olgular, maalesef ancak bizim ülkemizde olmaktadır.
Tıpkı bir zamanlar, vatanı parçalamak için, kendini peygamber yerine koyan ve devletin kılcal damarlarına kadar işleyen, bir çok odu ocağı söndüren ve 15. Temmuz 2016 tarihinde 254 vatan evladının yaşamına mal olan devleti ele geçirmeye kalkışan, FETÖ denilen domuza tapıp onun bir islam âlimi olduğuna inanıp, hala onun kurduğu örgüte tapanlar gibi, bu tür insanların, tıpkı, Mekke de aldığı taklit köstekli cep saatinin hikayesi gibi, anlata anlata bitirilemeyen hikayelerin ana teması maalesef budur.
(devamı gelecek)
Tüm takipçilerimi saygılarımla)
Yorumlar